11 Mart 2025 16:07

Gazeteci Ayşenur Arslan'ın davası 6 Mayıs'a ertelendi

Gazeteci Ayşenur Arslan hakkında, Halk TV’de yayımlanan "Medya Mahallesi" programında 1 Ekim 2023'te İçişleri Bakanlığı önünde düzenlenen bombalı saldırıyla ilgili sözleri nedeniyle açılan davanın ilk duruşması görüldü.

Davada, "terör örgütü propagandası yapma" ile "suçu ve suçluyu övme" suçlamaları yöneltilen Arslan'a 1 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.

Çağlayan'daki İstanbul Adliyesinde 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya Ayşenur Arslan, avukatları ve meslektaşları katıldı.

"Bir gazetecinin sorması gereken soruyu sordum"

Arslan, mahkemede yaptığı savunmada, "O gün Ankara’da bir araç İçişleri Bakanlığı önünde patlatıldı. İntihar eylemi olarak aksettirildi. 50 yıllık gazetecilik tecrübemle, intihar eylemleri konusunda araştırma yapmış bir gazeteci olarak bu konuya dikkat çektim. Bu olay gerçekten bir terör eylemi mi, değil mi, bunu sorguladım. Anadolu’daki bir kentten bir aracı gasbederek Ankara’ya getirdiler. Neden böyle bir yöntem seçildi? Başka birşey mi var, diye düşündüm. Bir gazetecinin sorması gereken soruyu sordum. Terörü aklamaya çalışmadım. Tam tersine, terörle mücadele etmek için, kuklalarını ve piyonlarını ortaya çıkarmak için soru sordum" ifadelerini kullandı.

"Olaya bakıyorum ve 'Bana göre bir tuhaflık var' diyorum"

Programdan saatler sonra kimi odaklar tarafından suçlandığını vurgulayan Arslan, "Demek ki ne söylediğimi onlar da anlamamışlar. Terör propagandası asla yapmadım ve yapmam. Ankara’daki intihar eylemlerinde amaç, karşı tarafa zarar vermekse burada başka bir şey var diyorum. Gerçekler ancak sorular sorulduğunda ortaya çıkar. 'Soru sormayı unutursanız kendinize gazeteci demeyin' derim ben. Neyle suçlandığımı anlamıyorum. Olaya bakıyorum ve 'Bana göre bir tuhaflık var' diyorum. Ben 'Terör örgütündeki çocuklar iyi çocuklar’ demiyorum. Burada bir yanlışlık var diyorum" dedi.

Mahkeme heyeti duruşmayı, mütalaaya karşı savunma yapılması için 6 Mayıs 2025 tarihine ertelendi.

Ne olmuştu?

1 Ekim Pazar günü saat 09.30 sıralarında İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü önünde bombalı saldırı düzenlenmiş, iki polisin yaralandığı açıklanmıştı. 2 Ekim'de saldırının konuşulduğu Halk TV’deki "Medya Mahallesi" programında gazeteci Ayşenur Arslan, saldırganların kolay bir şekilde İçişleri Bakanlığı önüne kadar gelmesini sorgularken şunları söylemişti:

"Belki o kendisini patlattı denilen kişi, terörist, üzerinde ya da arabada uzaktan kumandalı patlayıcı olduğunu bilmiyordu. Çünkü o kadar manasız ki… Gelip hiçbir şey yapamadan… Efendim ‘İşte bir PKK’lı teröristin öcünü alıyorlarmış.’ Yahu hiçbir şey yapamadan ölünmez. Her şeye bana sorarsanız aykırı. Durup dururken kendisini patlatmış… Ama esas olarak geçin onu, bu benim -hem çok film izlerim hem de Türkiye’de yaşıyorum- aklıma takılan şeylerden birisi. İddia da edemem elbette. Bir fantezi olarak görüp geçin. Ama bir arabanın şoförü öldürülerek… Neden Ankara’da bir araba… O kadar kolaydır ki kilidiyle açacaksınız, düz kontak çalıştıracaksınız, bombayı [yükleyip] gideceksiniz. Ankara’da bunu yapmak varken gecenin bir vaktı, neden Kayseri’de birini öldürerek… Hani 'Ben geliyorum, hey, yola çıktım… Bombalar sırtımızda, tabanca belimizde'… Değil mi? Nedir yani?" (Medya Servisi)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Metal tokat

Metal tokat

Renault işçileri, yaşadıkları sorunlar karşısında patronların yanında duran şube yönetimine karşı harekete geçti: Delege sayısının 3 katı aday çıktı, seçimlere katılım rekoru kırıldı, şubenin belirlediği adaylar geride kaldı. 200 bin metal işçisini ilgilendiren MESS grup sözleşmesi öncesi Metal Fırtına’nın amiral gemisi Renault’da yapılan seçimler sendikal bürokrasiye tokat oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
12 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et